Parmak izleri gibi yaşıyoruz hayatı. Dışarıdan bakınca herkes insan ya hani, işte öyle. Yedi kat yer, yedi kat gök, yedi iklim, yedi kıta. Baksan milyarlarca yıldır aynı döngüler içinde aynılar ya hani…
Oysa omuz üstündeki her baş, ayrı bir kafada, ayrı bir alem olarak yaşıyor bu döngüler içindeki yaşamı. Neye bakıyorsak onu görüyoruz. Neyi görüyorsak algı dünyamıza o giriyor. Aklımızı fikrimizi eylemlerimizi şekillendiriyor. Beş kardeşin beşininde beş parmağı, baksan insan parmağı olarak aynı gibi ya. Mühre bassan parmak izleri nasıl kendine has farklı ise, öyle farklı hayatta neye baktığı, neyi gördüğü, neyi algıladığı ve neyle şekillendiği. Gülün kendisini mi, yaprağını mı, tohumunu mu, rengini mi, dikeniini mi, toprağını mı, üzerine düşen yağmur damlasını mı, gövdesini savuran rüzgarı mı, nefesini aldıran havayı mı, sarıp sarmalayan güneşi mi, uykusu dinlencesi ya da ayazı olabilen geceyi mi? Neye bakıyor gözler, neyi görüyor niyetler?
Ve omuz üstündeki kaç seçkin baş, bakıp da aynı anda hepsini, belki fazlasını görebiliyor.
Parmak izlerimiz gibi yaşıyoruz bu hayatı…

18/01/2023

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir